|
|||
![]() |
SİYASET, RİYA ve GERÇEK NETİCE! | ||
Nuri BAŞAR | |||
Millet olarak dürüstlük ve samimiyetine güvendiğimiz insanların yanlıişlarını bile doğru kabul etme gibi bir sorunumuz var. Güvenimizi kazanan birisinin Allah’ın (c.c.) ölçüsü ile çelişkili eylem ve söylemlerini bile kutsama hastalığına yakalanmış durumdayız. “Onun bir bildiği vardır” gibi akıl tutulması, yakamıza yapıştırılmış bulunuyor.
Bu husus özellikle dini değerleri, amaçlarına malzeme olarak kullanan siyaset alanında daha belirgin olarak görülüyor.
Siyasetin her geçen gün biraz daha milli ve manevi değerlerin dışına çekildiği, çirkinleştirildiği ve tarafların nefislerine hitap eden kırıcı söylemlerinin en uç noktalara taşındığı zaman bile bu durum; maalesef böyle!
Toplumsal değerler, ahlâki öncelikler, vicdani hisler ve insani duyguların hepsi rafa kaldırılmış durumda. Amaca ulaşmak için her türlü pislik veya çirkinlikler, çok normalmiş gibi karşılanabiliyor: Yalan, iftira veya çamur atma gibi ahlâk dışı şeyler amaç için son derece normal karşılanıyor.
Tek amaç, seçim kazanmak! Siyasete taraf olmuş gazetelerin manşetlerini okurkan veya yandaş televizyonların haberlerini izlerken; insani değerler adına insanın midesi bulanıyor.
Ahlâksızlık batağında debelenirken insanlıklarını kaybedenler; seçim kazansa ne olur, kaybetse ne olur? Bu zihniyetteki insanlar topluma iyilik, güzellik ve erdemlilik adına ne verebilirler? Kendilerinde olmayan hangi insani duyguyu topluma aşılayabilirler?
Ne garip ki toplum; Hak, adalet, insanlık veya evrensel değerleri önceliyenleri değil, ortamı gererek kendilerini kandıranları tercih ediyor. Daha önce hayata geçirilen ekonomi modeli ile ülkeyi ayağa kaldıran sistemin sahiplerini değil, cilalı sözlerle göz boyayanları benimsiyor. Ülke kalkınması için Fabrika yapan fabrikaları kuranları değil, o fabrikaları yabancılara peşkeş çekenlere rağbet ediyor.
Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim de, Peygamberimizi ikaz etmek üzere: “İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine (sözünün özüne uyduğuna) Allah’ı şahit tutar. Halbuki o düşmanlıkta en amansız olandır.”, “O (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, ekin ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez.”, ”Ona Allah’tan kork denildiği zaman gururu onu daha da günaha sürükler. Artık böylesinin hakkından cehennem gelir. O ne kötü yataktır. (Bakara Suresi Âyet – 204, 205, 206)
Yüce Yaratıcımız: toplumları irşat etmek üzere tebliğci olarak görevlendirdiği peygamberini, iki yüzlülere karşı uyarırken aslında; doğru ile yanlış, iyi ile kötü arasında sağlıklı tercih yapmamız hususunda bizleri ikaz ediyor.
Şayet bunca yıl yaşananlara rağmen; eylem ve söylemleri yek diğeri ile çelişki arz eden kişilere teslim olmakta ısrarlı olursak, millet olarak toplumsal bir sıkıntı ile karşı karşıya gelmekten endişe etmeliyiz. Zaten o sıkıntının öncüsü olan ekonomik sorunlar kapımıza dayanmış bulunuyor.
Allah’ dan (c.c.) teslimiyetimizi rızasına uygun eylemesini ve bu aziz milletin çocuklarını her türlü bela ve felaketlerden korumasını temenni ediyorum. 04. 02. 2019
Nuri BAŞAR
|
|||
Etiketler: SİYASET,, RİYA, ve, GERÇEK, NETİCE!, , |
|