|
|||
![]() |
Umudun Çiçek Açması… | ||
Hayati TOSUN | |||
hayatitosun.mail@gmail.com | |||
Türkiye, OECD’ye üye 34 ülke içinde, 15-29 yaş arasında yüzde 28,4’lük oranla eğitimsiz ve işsiz genç sayısında lider. Gençlerimizin bugünkü nüfusu, 89 yıl önceki Türkiye nüfusunu neredeyse yakaladı. İlk sayım yılı olan 1927’de nüfusumuz 13,6 milyondu. 2015 yılına gelindiğinde 15-25 yaş arasındaki genç nüfusumuz tam 12,9 milyon oldu. Ülkesi iflas etti dediğimiz Yunanistan da bile bu oran yüzde 26,7 ile bizden sonra geliyor. Hele buna bir de iş arayıp çalışmaya hazır olan genç işsizleri de kattığımızda oran, yüzde 30,9 ile, Türkiye’de üç gençten birinin işsiz olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Bu yazıyı yazmaya başladığım gün KPSS sınavının olduğu gündü. Sokaklar kaygılı bir telaş içinde sınava gidenlerle doluydu. Hepsinin yüzünde bir sıkıntı hali alenen belli. Düşünün bu gençler, okumuş devlette bir işe girebilmek yarınlarını sürdürebilmek için ayrıca sınava girecekler. Son iki yılda 181 bin üniversite mezunu işsizler ordusuna katıldı. Son kayıtlı rakamlara göre üniversite mezunu işsizler 670 bine ulaştı. Aileler bin bir sıkıntı içinde çocuklarını okutuyor ama iş bulunamıyor. İnsan, nerede devlet demeden edemiyor. Benim bildiğim sosyal devlet, halkının refahı için çalışır. Gelir dağılımı da her geçen yıl bozuluyor. Yine son yıllarda uygulanan ekonomik politikalar ve yatırımlar adeta tüketim ve ithalatı körüklüyor. Bir küçük esnaf büfeci arkadaşımızla sohbet ediyoruz, dedi ki; abim, eskiden de fakir ve zengin vardı. Ama ihtiyaç ve yaşam tarzımız gelirimize göre idi. Herkes imkan ve imkansızlığını bilir, ona göre yaşardı. Bugün herkes marka ve lüksün peşinde. Çocukları da gençleri de bu tüketim alışkanlığından çeviremiyoruz. Gerçekten de haklı. Televizyon, sosyal yaşamı öylesi bir girdaba itiyor ki toplumun temel taşları adeta yerinden oynadı. Gündelik düşünen üretmeyen bir toplum haline geldik. Gelir dağılımı da her geçen yıl bozuluyor. Toplumda pek çok insan kredi ve kredi kart maduru. Bir borç sarmalına düşmüş cebelleşiyorlar. Aileler dağılıyor. Önceleri duymadığımız aklımızdan bile geçmeyen suç ve toplumsal çatışmalar gittikçe artıyor. Hapishanelerin doluluk oranı rekor seviyelere çıktı. Toplumun konuşma ağzı bozuldu…’İki şey akıl hafifliğini gösterir; konuşacak yerde susmak, susacak yerde konuşmak.’ derler. Maalesef her kesim bu hastalığa yakalandı. Bozulan aile ekonomileri ile beraber ciddi bir sosyal patlama gelecek gibi gözüküyor. İnsan olmak, ne din işidir, ne eğitim, ne para insan olmak sadece’ VİCDAN’ işidir..! Herkesin vicdanına seslenmek istiyorum; ‘’Hayatın amacı her zaman mutlu olmak değildir. Yararlı olmak, onurlu olmak, şefkatli olmak, fark yaratmak için yaşamış ve anlamlı bir ömür sürmüş olmaktır’’, der bir düşünür. Farklı düşünebilirsiniz düşünün de zaten… Ama dördüncü maymunu oynayıp bana ne demeyin. Artık doğruları görme, söyleme ve onlar için mücadele zamanı geldi, geçiyor. Çirkin Hayat yoktur, o hayatı çirkinleştiren insanlar vardır. Kimi hırsından, kimi kompleksinden, kimi cahilliğinden yapar bunu… Bu topraklar, bu ülke bizim. Gelecek aynı umut için çalışanların olacak. Çiçek, vaktinden önce açmaz demişler ama, UMUDA AÇAN ÇİÇEK acaba geçmiş olmasa… |
|||
Etiketler: Umudun, Çiçek, Açması…, , |
|