KAMUDA ÇALIŞAN MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI HAKLARINI İSTİYOR!
Kebapcı yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kamuda çalışan 4 milyona yakın kamu emekçisinin ve 2 milyonun üzerinde memur emeklisinin 2023 yılının ikinci altı ayında alacağı maaş zamları Temmuz ayı başında belli olacak.
En baştan dile getirmekte fayda var ki, iktidar ile yetkili sendika arasında imzalanan 6. Dönem Toplu Sözleşme’de öngörülen %6’lık maaş zammının ve altı aylık enflasyon farkının bugün emekçiler açısından hiçbir anlamı kalmamıştır. Sıfır doğalgazlı yeni hesap oyunu ile aylık enflasyon binde 4 olarak açıklandığı için de beş aylık enflasyon da %15,26’da kalmıştır.
Öte yandan TÜİK’in yeni enflasyon hesabının önümüzdeki 11 ay boyunca süreceğinin altı çizilmelidir. Gerçek enflasyon TÜİK tarafından açıklanan sanal rakamların üzerindeyken önümüzdeki 11 ay boyunca bu fark daha artacaktır. Gerçek enflasyon ile TÜİK enflasyonu arasındaki makasın daha fazla artması tüm çalışanlar gibi kamu emekçisinin ve emeklisinin de reel gelirinin daha fazla erimesi demektir.
Kamu emekçilerinin ve emeklilerin maaş zammı, yandaş sendika ile yapılan mutabakat ve TÜİK’in şaibeli enflasyon rakamları uyarınca değil, emekçilerin içinde bulunduğu derin yoksullaşma ve alım gücü kaybı dikkate alınarak yapılmak zorundadır.
Tüm kamu emekçileri için insanca yaşamaya yetecek bir gelir düzeyini sağlayacak maaş zammı yapılmalıdır.
Bunun yanında, kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının mali ve özlük haklarının artık kabul edilemez bir duruma gerilediğinin ayrıca altını çizmek istiyoruz. Geçtiğimiz yıllar boyunca kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancısı meslektaşlarımız ekonomik ve sosyal haklar açısından oldukça ciddi kayıplar yaşamıştır. Kamudaki meslektaşlarımızın ekonomik koşulları, üstlendikleri sorumluluklara ve almış oldukları eğitime uymayan bir düzeye geriletilmiştir.
Ülkemizde mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplinlerinin halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ne kadar önemli alanlar olduğu yaşadığımız son afetlerle, acı bir şekilde yeniden hatırlanmıştır. Hayata geçirilen tüm projelerde, yaratılan tüm zenginlikte, geliştirilen tüm teknolojide büyük bir payı olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaratıcı emeği ne yazık ki her geçen gün değersiz kılınmıştır. Ancak, bu kadar kritik rolü bulunan meslektaşlarımızın özlük hakları, kamuda çalışan diğer meslek gruplarının bir hayli gerisinde kalmıştır.
Son yıllarda hekim ve hakim-savcı gibi diğer meslek gruplarına yapılan ekonomik iyileştirmeleri kapsayan düzenlemeler ile birlikte bu meslek çalışanları ile mühendis, mimar ve şehir plancıları arasındaki ekonomik fark açılmıştır. Benzer iyileştirmelerin kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde özel bir önemi bulunan meslektaşlarımıza da yapılması gerekmektedir.
Mühendis, mimar ve şehir plancılarının daha iyi koşullarda çalışma, emeğinin karşılığını alma ve hak ettiği şekilde yaşayabilme talepleri dikkate alınmak zorundadır. Sorunlarımızın aşılması için:
Ülkemizdeki açlık ve yoksulluk sınırları gözetilerek kamu emekçisi mühendis, mimar ve şehir plancılarının maaşları insanca yaşayacakları bir düzeye yükseltilmelidir.
Ücretli kesimlerin omuzuna yıkılan vergi yükü hafifletilmeli, bütçe gelirleri büyük oranda kar, faiz ve servetin vergilendirilmesine dayanmalıdır. Kamu çalışanları ücretlerinde yapılan gelir vergisi dilimine bağlı mağduriyet giderilmelidir.
Çalışma dönemlerinde ücret kalemlerden biri olan ek ödeme emekliliğe yansıtılmalıdır. Başmühendis, Başmimar, Mühendis, Mimar, Bölge Plancısı ve Şehir Plancılarının mali haklarında iyileştirme ancak %130 ile %150 olan Ek Ödeme oranlarının, %180 ile %200 seviyesine yükseltilmesi ve emekli keseneğine yansıtılması suretiyle mümkün olacaktır.
Kamuoyunda 3600 ek göstere düzenlemesi olarak bilinen çalışmada kamuda çalışan meslektaşlarımızın ek göstergeleri 4200’e çıkartılmış ancak yansıtma oranları %145’te sabit kaldığı için herhangi bir fayda sağlamamıştır. Ek gösterge oranlarının mühendis, mimar, şehir plancıları için yeniden düzenlenmesi, çarpan grubu değişen diğer çalışanlar gibi bu çalışanların da emeklilikte hak ettiklerini alabilmeleri için çarpan grubunu bir üste çıkaracak yeni ek gösterge rakamlarının belirlenmesi gereklidir. Bunun için de beklenen asgari durum 1. derecenin 4. kademesindeki mühendis, mimar, şehir plancısı için ek göstergenin 6400 olmasıdır.
Kamuda çalışan toplam personel içerisinde teknik hizmetler sınıfına tabi kamu çalışanı sayısı oldukça yetersizdir. Mühendis, mimar, şehir plancılarının kamuda istihdam, atama ve güvenceli kadro konusunda ihtiyaca uygun alım talebi yaratılmalı ve buna uygun bütçe ayrılmalıdır.
İstihdamın artırılması için kamunun işlerinin kamu adına görev yapan devlet memurlarınca yapılması, bu kapsamda taşerona devredilen tüm sözleşmelerin iptal edilerek bu işler için kamu istihdamının sağlanması ve ücretlerin de insanca yaşam düzeyine çıkartılması zorunluluktur.
Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında ödenen Özel Hizmet Tazminatının tavan oranı arttırılarak en az %260 olmalıdır ve bu oran emekli aylık ücretlerine de yansıtılmalıdır.
Kamudan emekli olmuş ve teknik hizmetler sınıfına dahil mühendis, mimar ve şehir plancılarının emeklilik haklarında ve aylıklarında iyileştirme yapılmalıdır.
Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ücretlerinin ve özlük haklarının iyileştirilmesi doğrultusundaki taleplerimizi yıllardır Cumhurbaşkanlığı’na, TBMM Başkanlığı’na, Bakanlıklara, Devlet Personel Başkanlığı’na ve TBMM'de grubu bulunan siyasi partilere iletiyoruz. Geçtiğimiz yasama döneminde de kamuda çalışan meslektaşların özlük hakları ve ekonomik taleplerini içeren ek gösterge, ek ödeme ve ücret iyileştirmelerine yönelik içeriği Birliğimizce hazırlanan üç ayrı kanun teklifi farklı milletvekillerince TBMM'de kanun teklifi olarak sunulmuştur.
Kamudaki mühendis, mimar ve şehir plancılarının taleplerinin savunucusu olmaya ve sorunların çözülmesi için her platformda mücadele vermeye devam edeceğiz. Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak bizler yıllardır verilmeyen haklarımızı almak istiyoruz. “Büyüdüğü” söylenen ekonomik pastadan ve artan ulusal gelirden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı istiyoruz.
İnsan onuruna yakışır bir yaşam ve insanca yaşanacak bir ülke istiyoruz!”