BES’ten Maaş zamları açıklaması
Yazılı bir basın açıklaması yapan Yılmaz Tuluk açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“ Seçim bitti ve geçimin artık daha güç olduğu, sonu bizler için kestirilemeyen bir süreç başlatılmıştır.
Başta biz Kamu Emekçileri olmak üzere toplumun dar ve sabit gelirlilerine “milli seferberlik ve dayanışma” başlığı altında söylemler dayatılmış durumdadır. İşin özü itibarıyla; iş dönüp dolaşıp sofranın kurulmasında ve sofra nimetlerinin paylaşılmasında hiç bir nasibi olmayan biz Kamu Emekçilerinin, emeklilerin ve geniş toplum kesimlerinin “biraz daha fedakarlık” etmesine kalmıştır. Yani tabiri caizse sofranın nimetinden başkaları faydalanmış, boş sofranın toplanılması bizlere havale edilmiştir.
Daha önceden belirttiğimiz gibi, iktidar şatafat sofrasına kim/kimlerle oturdu ve şatafat sofrasının imkanlarından kim/kimleri doyurduysa, birlikte sebep oldukları bu ekonomik krizin faturasını da onlar ödemelidir.
Burada bir kez daha ifade ediyoruz;
Seçim sürecinde, yurt dışı seçmenden ve para karşılığı vatandaşlık verilen kendi ülkelerinde seçme/seçilme yeterliliği olmayan yabancılardan medet uman iktidar, bu seçmen gruplarından hatırı sayılır bir oy devşirmiştir. Bugün bu iktidarın devamına karar veren bu seçmen gruplarından da bu ekonomik krizin atlatılmasında fedakarlık istenmelidir.
Değerli Basın Emekçileri;
Bir seçim vaadi olarak ortaya konulan ve seçimden sonra âlây-ı vâlâ ile manşet manşet ilan edilen ve tarihin en büyük maaş iyileştirmesi olarak kamuoyuna açıklanan ücret artışlarımız daha elimize geçmeden, iktidar tarafından “Milli Dayanışma Paketi” olarak sunulan fahiş vergi artışları ve zamlarla elimizden alındı.
Bu ekonomik çöküntünün oluşmasında hiç bir dahili olmayan biz kamu Emekçileri, emekliler ve toplumun kahir ağırlığını oluşturan yoksulları olarak bu ağır bedeli ödemek istemiyoruz.
Bunun için diyoruz ki;
Başta Kur Korumalı Mevduat sistemi olmak üzere, Kamu ortaklığında yapılan ve yıllarca devlet bütçesinden ödemesi yapılacak, yol, köprü, hastane vb. adlar altında yapılan döviz garantili ödemeler iptal edilsin. Yıllardır Devlet bütçesinden aldıkları ihalelerle zenginleşen gelir gruplarına servet vergisi getirilsin!
Ekonomik kriz bahanesiyle artırılan vergi ve harçlar iptal edilsin, hane halkının tüketimi olan mal ve hizmetlerden dolaylı vergiler kaldırılsın!
Ekonomik kayıplarımıza kalıcı çözüm getirilsin, en düşük memur maaşı yoksulluk sınırında belirlensin ve ekonomik büyümeden refah payı verilsin!
3600 ek göstergeden yararlandırılmayan Kamu Emekçilerine 3600 ek gösterge verilsin!
8.077 TL seyyanen zam ve diğer ek ödemeler taban aylığına eklensin!
Sözde sendika yasası iptal edilsin ve grev hakkı içeren ve tarafların eşit temsiliyetini esas alan sendika yasası çıkarılsın!
Kamuya girişler dahil, yardımcı hizmetler sınıfına verilen sözler tutulsun, kurumların açtığı bütün sınavlarda mülakat uygulamasına son verilsin ve liyakat esas alınsın!
Saraya, sermayeye, savaş ve güvenlik politikalarına değil emekçilere ek bütçe ve ek zam verilsin!
Başta büyük şehirler olmak üzere bütün çalışanlara kira ödeneği, servis hizmeti ve ücretsiz öğlen yemeği verilsin!
Biz kez daha altını kalın çizgilerle çiziyoruz; İktidar ve sofra ortakları, yaşanan bu ekonomik krizin bedelini biz Kamu Emekçileri ve toplumun dar gelirli kesimlerine fatura etmekten derhal vazgeçmelidir. Bu yoksullaştırıcı politikalarında ısrarcı olunması durumunda grev hakkımız dahil fiili ve meşru hakkımızı kullanarak direneceğiz.”