Samsun Mimarlar Odası’ndan Başkan Adaylarına Mesaj
31 Mart 2024 yerel yönetim seçimlerinin; siyasal rejimin farklılaştığı, ağır ekonomik krizle birlikte toplumsal ve sosyal krizin yaşandığı bir dönemde gerçekleştirileceğini belirten Burak Şener yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Yerel yönetimlerin, uygulanan merkezi ve otoriterleşme politikaları çerçevesinde merkezi yönetim tarafından devre dışı bırakıldığı, yargı bağımsızlığının yok edildiği, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, üniversitelerin bilimsel özerkliğinin ortadan kaldırıldığı, toplumsal muhalefete ve meslek kuruluşlarına baskıların arttığı bu dönemde; ekonomik kriz yaşam koşullarını her alanda daha da ağırlaştırmıştır.
Son yıllarda yerel yönetim politikalarında, kamu yararı yerine kentsel rantı öne çıkaran anlayışlar egemen olmuş, siyasi iktidar var olan kentsel düzen içinde etkili sermaye gurupları ile işbirliği yoluna giderek tüm kentsel ve kırsal alanlarda yapılaşmanın önünü açacak yasal düzenlemeler yapmıştır;
Merkezi yönetim, rant odaklı kentsel dönüşüm projeleri ile; ağırlıklı olarak alt gelir gruplarının yaşadığı kent topraklarına el atarak, bu alanları planlama ilkelerine aykırı imar hak ve ayrıcalıkları ile donatarak yeniden yapılaşmaya açmıştır.
önemli bir kısmı kentin merkezinde olan eskimiş yerleşim bölgeleri, spor kompleksleri ve sanayi alanları; çeşitli yol ve yöntemler kullanılarak emlak rantı sağlanmasının kaynağı olarak değerlendirilmiştir.
Diğer taraftan,
Büyük bölümü kentsel yerleşimlere uzak olan ve kentsel yerleşimlerden farklı, kırsal alanlara özgü sorunlar taşıyan kırsal yerleşimler; hizmet götürülmesinin şehre göre daha pahalı ve zor olması nedeniyle belediye hizmetlerinden yeterli payı alamamışlardır. Mahalleye dönüştürülmüş köyler de ; köylüler köyün ortak mallarını ve meralarını kaybetmişlerdir.
Kentler ve kırsal alanlar, tabiat varlıkları, koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar; taşıdıkları doğal ve kültürel değerlerle birlikte hızla, yıkımın ve plansız yatırımların şantiyesi haline getirilmiştir.
Yine, kentimiz afetlere karşı hazırlanmamış, Bakanlık ve TOKİ tarafından yürütülen dönüşüm amaçlı proje ve uygulamalar; bilimsel şehircilik ve planlama ilkelerine uygun yapılmadığı için kamu yararına aykırı rant amaçlı uygulamaların önü açılmıştır.
En önemlisi;
Oy kazanmak amacı ile “İmar Barışı” adı altında çıkarılan “İmar Affı” yasasıyla yurttaşların can ve mal güvenliği tehlikeye atılmış ve kaçak yapılaşma yeniden teşvik edilmiş, depremlerde büyük can kayıplarına neden olunmasının önü açılmıştır.
Yapılı çevrenin sağlıklı ve kamu yararını gözeten politikalar çerçevesinde üretilmesi, korunması ve kullanılması; yerel yönetimlerin, meslek mensuplarının, meslek kuruluşlarının ve ilgili tüm kesimlerin ortak sorumluluğudur.
Yerel yönetimlerin, katılımcılığı benimseyen, temel kentsel sorunların şehrin tüm katmanlarının mutabakatı ile çözüleceğine inanan, şeffaf, hesap vermeye ve demokratik denetime açık, gücünü halktan alan, insan haklarına ve evrensel demokrasi ilkelerine saygılı bir anlayışın benimsenmesi ile başarılı olmaları mümkündür…
Yerel yönetimlerde mimar istihdamının artırılması ve teknik konularda uzmanlık alanı mensuplarıyla çalışılması bir gerekliliktir.
Yolsuzlukların nedenlerinin ortadan kaldırılmasının esas çözüm olduğu, bu süreçte çoğunlukla yerel rantın paylaşımı bazlı oluşan yolsuzluk olaylarının, belediyelerce hukuka ve kamu yararına uygun ve ödün vermeyen davranışlarla önlenebileceğinden, günlük politik kaygı ve tavırların bu süreçlerde yeri olmaması zorunludur.
Kentimizde bilime ve hukuka aykırı, yöre sakinlerinin taleplerini göz ardı eden, toplumla paylaşılmadan ve gerekli mutabakatlar aranmadan, belli kesimlerin çıkarları doğrultusunda gerçekleştirilen iş ve eylemler kente karşı işlenen imar suçları olarak nitelendirilmelidir…
Süreçlerde; “yağma ve otoriter” anlayışından yana olanların teşhir, “demokratikleşme ve sağlıklı bir kentleşme” anlayışından yana olanların ise teşvik edilmesi gerekmektedir.
Kentin üretici niteliğinin öne çıkarılarak şehrimizin kimlikli ve yaşanabilir bir hale kavuşması, yerel yönetimin bu temel anlayışa uygun bir şekilde organize olması ve demokratikleşmesi ile mümkün görülmektedir.
MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBEMİZ,
Bu öngörüler dahilinde, kent topraklarının kamusal ihtiyaçlara uygun ve kentliler yararına planlanması ve kullanılması gerektiğini önemle ifade etmektedir.
Diğer taraftan, açıklamalarında Büyükşehir Belediye yetkilileri,
“Toprağı, suyu, çevreyi korumanın ne kadar değerli olduğunu biliyoruz…”
İfadesi yanında,
19 Mayıs ilçesine sahilden yol yapılması ile kıyıların ve tabiat alanlarının tahrip edilmesi,
Akıllı şehir projesi kapsamında düzenlenen kavşaklarda trafik yoğunluğunun artması ve karmaşıklık yaşanması,
minibüs garajının Kültür parkın ortadan kaldırılarak yerine yapılması,
Kurupelit marinanın doldurulmasına esas proje hazırlatılması ile bölgenin doğal yapısının bozulması ve yöre sakinlerin mağdur edilmesi ,
Yalı kafenin bulunduğu yeşil alanda restoran ve kütüphane kompleksi inşa edilerek yoğun bir yapılaşma yaratılması,
Şehrin önemli bölgelerinde yarışma projelerine göre inşa edilmiş yapı komplekslerinin yıkılması,
gibi proje ve uygulamaların, pek çok sakıncaları ve planlama esaslarına aykırılıkları bulunmasına rağmen olumlu projeler olarak sunarak,
“ Ya takdir edecekler ya da bu şehri terk edecekler…”
ifadesini kullanarak, kentlileri ayrıştırmak niyetlerini açıkça ortaya koymaktadırlar…
Bu bağlamda MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBESİ,
Yapılan yasa dışı, toplum yararına aykırı uygulamaları…
Kızılırmak deltası kuş cennetinde koruma statülerinin değiştirilmesi ile yapılaşmanın teşvik edildiğini,
Alo 153 ve minibüs garajının kıyı yasası ve yönetmeliği kapsamındaki alanlara inşa edilerek rekreasyon ve yeşil alanlarının yok edildiğini,
OMÜ KYK yurtları proje alanının tapu kayıtlarında orman olan alanda yer aldığı halde her hangi bir girişimde bulunmadığını, yaptırım uygulanmadığını,
Site cami kompleksinin özgün niteliğinin dikkate alınmadığını tescili ile ilgili girişimlerin kabul görmediğini, kompleksin bir kısmının yıkıma başlanıldığını,
Samsun Büyükşehir belediye başkanlığınca cumhuriyet meydanı kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak belirlenmesinin yasanın amacına uygun olmadığını,
Saathane meydanında 3 yıl kazı yapılarak, 3 kültür katmanı tespit edilmesine karşın, arkeolojik ve kentsel sit alanının önemli bir kısmı örtüldüğünü. Saathane de tarihi çevrenin korunması ve rehabilite edilmesi yerine bir yıkım projesi uygulandığını, koruma anlayışından uzak bir yapılanma öngörüldüğünü,
Kentsel tasfiyenin söz konusu olduğunu duyurmuş, gerekli yasal girişimlerde bulunmuştur…
Yine, MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBEMİZCE açılan davalar sonucu…
Kurupelit’ten kuş cennetine yapılan sahil yolu projesi kıyı yasasına aykırı bulunmuş,
Atakum Mimar Sinan da bir alışveriş merkezinin yapı ruhsatı iptal edilmiş…
Minibüs terminalinin yapılması işinin yapı ruhsatında hukuka uygunluk bulunmadığına ,
Alo 153 bina yapılması işinde yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş…
Fenerde yüksek katlı otel binasının kıyı yasasına planlama kararlarına hukuka aykırı inşa edildiği tespit edilmiştir.
Mimarlar odası Samsun şubemiz;
Kentimizde açtığı planlama ve imar davaları ile kente karşı işlenen suçları belgelemekte, ancak yürütmenin ve idare hukukunun çözümsüzlükleri karşısında yanlış uygulamaların önemli bir kısmına engel olamamaktadır.
MİMARLAR ODASI SAMSUN ŞUBEMİZ yeni dönemde yerel yönetimlerde,
Kentlilerin ortak çıkarlarını ve ihtiyaçlarını önceleyecek,
Şehrin nazım planı, ulaşım planı ve imar planlarını bilimsel ve nesnel gerçeklere uygun hazırlayacak,
Ulaşım ve otopark sorunlarını bütüncül bir anlayışla ele alıp çözecek,
Yeşil alanları çoğaltacak, yeni rekreasyon alanları yaratacak,
Heyelan ve taşkın sahalarında gerekli tedbirleri alacak,
Parsel ölçeğinde yapılacak ayrıcalıklı imar plan tadilatları ile imar rantı yaratılmasının
önüne geçecek,
Yıkım ve rant projeleri ile kısıtlı kaynakları israf etmeyecek,
Yasa ve yönetmeliklerle uyum içinde çalışacak,
Anlayışların görev almasını önemsemektedir….
Kent yönetiminde bilgiye dayalı çağdaş yöntem ve araçları kullanan, şehrin boyutları ile uyumlu, katılımcı, şeffaf, mutabakat arayan bir anlayışı benimseyen ve de katılımı, yetkilerin kullanımında önemli bir faktör olarak gören yerel yönetimler Samsun’ un çağdaş yüzü olacaktır…”