İCRALAR, ATAKUM'UN KADERİ, CHPLİ BAŞKANLARININ KLASİĞİ OLDU


Atakum; Samsun'un, hatta Karadeniz Bölgesi'nin denizi, kültürü, sosyal yapısı, tesisleri, plajları ve mekanları ile en gözde ilçesi..

250 bin nüfusu, OMÜ ve SAMÜ'nün öğrencilerinin yoğunlukla ikamet ettiği, orman , deniz ve doğa ile iç içe bir ilçesi!

Ve bu şirin ilçemiz 2 Dönemdir CHP'li belediye Başkanları ile yönetiliyor!... CHP'nin de Samsun'da kazandığı tek ilçe!..

Şiir gibi anlattığımız bu ilçe maalesef beceriksiz, liyakatsiz ve yetersiz yönetimlerin elinde ziyan oldu.

Turizmi, ekonomisi, gelişmesi, yatırımları ile konuşulması gereken belediye, maalesef iki dönemdir, CHP'li belediye başkanlarının elinde borç, icra, haciz, maaş ödenememesi, yolsuzluk iddiaları ve yaşanan olumsuzlukların gündeme geldiği ve olağanmış gibi kabullendirilmeye çalışılan bir ilçe haline geldi.

Böyle gördük, böyle biliriz!...

Bir eve, ya da işyerine icra geldiğinde, hele de icralık olan insanlar utancından yerin dibine geçer, duyurulmaması, haciz memurlarının eşyaları götürürken sessiz olması için elimizden geleni yapar, ama borçlarını ödemek için de her türlü çareyi dener, eğlenceden, şatafattan, gıdadan, giyim kuşamdan kısar ve o borcu mutlaka öder, ya da kapıya tekrar haciz gelmemesi için çırpınılırdı.

Atakum'da yeni bir adet başladı Cemil Deveci döneminde!..

Borçlu belediyenin borçlarını ödemek için çaba gösterilmedi, borçların ödenmemesi için her türlü kanunun arkasından dolaşılacak yöntem denendi, batık şirketler borç ödememek için kapatılmaya çalışıldı, yerine yeni şirketler kuruldu, onlar da batırıldı, Atakum'un arsaları, mal varlıkları hacizle ve normal yollarla satıldı ama borç ödenmedi!..

Bir başka gelenek daha başladı!..

Belediyeye mal veren, hizmet alımı yaptıkları esnaf ve firmaların paraları da ödenmedi, borç ödenmediği gibi!..
Ve doğal olarak alacaklılar tek hukuki yolları olan icra yoluyla alacaklarını tahsil etmeye kalkınca hain ilan edildiler.

Ve koskocaman CHP ve İYİ Parti İl Başkanı, İlçe Başkanları, yöneticileri belediye Başkanı, meclis üyeleri, parti yöneticileri ile mitingler düzenlediler.

Borcunu ödemeyen belediyeden alacağını isteyenleri, belediyeyi çalıştırmamakla suçladılar, bağırdılar, çağırdılar, hacizden utanan nesil, hacizlerle övünür, bunu medya yolu ile duyurarak mağduriyet oluşturmaya çalıştılar..

Öte yandan ne yaptılar, yüzbinlerce liralık yemek, prodüksiyon, sahte şoförlü hayalet araçlar, paravan şirketler, şaibeli faturalar ve harcamalarla, istediğine istediği parayı ödeyerek, istemediği alacaklılara kapıyı göstererek tam bir hukuksuzluk yaşattılar.

Oysa kimse demedi ki; kardeşim; bu vatandaş belediye ile ticaret yapmış, ve bunun karşılığında alacağı var!..
Sen bunu paşa paşa ödemek zorundasın!..

Adamın parasını ödemezsen, o da yasal hakkını kullanır, icraya verir, icra da kanunun kullandığı yetki ile senin gelirlerinden alacaklının hakkını verir!..

Haaa!..
İtirazın mı var?
O zaman çağırırsın müfettişi, ya da yasal denetleme yetkisi olan kuruluşları ve kişileri, faturaları, verilen malları, faturalardaki alımların gerçek ve yasal ihale hükümlerine uygun olup olmadığını, varsa bir usülsüzlük, dava açarsın, hırsızlar, arsızlar, rantçılar ve avantacılar ortaya çıkar.

Bununla da kalmazsın, aynı bilirkişilere, kimler hizmet alımı yapmış, kimler sahte fatura ile tahsilat yapmış, kimler kamu malını babasının malı gibi kullanarak belediyeyi zarara uğratmış, kimlere kıyak kadro verilmiş, belediyedeki danışmanlar, danışmanların danışmanları, makam ve makam odası verilenler, şirket müdürleri, örtülü ödenekler, kimler ne iş yapmış, onlara gerçekten ihtiyaç var mıydı, hangi yollarla ne kadar para ödenmiş bunları da araştırır, hesabını sorarsın!.

Zaten bunları ortaya çıkarırsan borcun yarısından fazlasını azaltmış olursun merak etme!.

Gelelim Serhat Türkel'e Sayın Başkan, seçimi kazanınca sanki AK Parti'den Belediyeyi almış gibi sevinçlere boğuldu, yandaşları ile kutlamalar yaptı!.

Belediye Başkanı olur olmaz makamın havasına girdi, ve 31 Mart'ta Başkan olan Türkel, bu güne kadar Samsun Büyükşehir Belediye Meclis. toplantılarının hiç birine katılmamış.

Atakum Belediye Meclisi toğplantılarına ise başlangıçta bir kez katılmış ve Belediye arsası icra yoluyla satışa çıkınca basının ilgisi belediyeye ve kendisine yönelince ve de ski belediye başkanlkarıu da topa girince  birden meclise başkanın da katılması gerektiğini anlamış ya da BİRİLERİ!.. fısıldamış ve başkan bey, son 2 toplantıda meclise başkanlık yaptı.

Yaptı da ne oldu? Onu da anlatacağım!..

Nasıl Başkan Adayı oldu, nasıl önseçimi kazandı, kimler destek verdi, neden destek verdi onları da anlatacağım.

Şimdiii!..

Atakum Belediyesi'nin borçlu olduğu, borçların belediyeyi  hizmet yapamaz, maaşları bile ödeyemez hale getireceğini herkes biliyordu.

En iyi de Serhat Türkel ve CHP İlçe Başkanlığı biliyordu.

Sen aday olduğunda başına neler geleceğini, neler yaşanacağını hesaplamak ve ona göre hareket etmek zorundasın kardeşim!.

Müfettiş, ya da yasal denetleme yetkisi olan kuruluşları ve kişileri, faturaları, verilen malları, faturalardaki alımların gerçek ve yasal ihale hükümlerine uygun olup olmadığını araştırdın mı?

Belediyeyi zarara uğratan, hatta yargılanan bürokratların ile ilgili olarak idari soruşturma açtın mı?

Belediyede seçimde sana çalışnalar dışında, en önemli konun olan  borç yönetimi, bütçe yönetimi vb. önemli konularda uzman, mevzuatı bilen, çözüm üreten yöneticiler atadın mı?

Buoçları ödemek için, eğlenceden, gecelerden, kutlamarlda tasarrufa gitme düşüncen oldu mu?

Görmedik, duymadık, bilmiyoruz!..
Meclis üyelerin de bilmiyor, toplantılara son döneme kadar katılmadığın için soramamışlar da !

Ne yaptı Serhat Türkel; 

Başkanlığı şov makamı yaptı!..

Hizmet üretmek, kaynak yaratmak, borç yönetimi için neler yapılabileceğini danışmanlar, işi bilenler, işin ehli olanlara sorarak, onlara görev vererek yapma yerine CHP İl yöneticisinin  tahsis ettiği lüks araba ile Belediye Başkanı, Belediye Başkanı dolaştı, 35 bin kilometre yol yaptı!..

O başkanlardan ne istediği ve ne kazandırdığı ile ilgili belediye meclisinde yaptığı açıklama beni tatmin etmedi, meclis üyelerini etti mi bilmiyorum.

O mecliste şeffaflıktan söz etti, şeffaflığını kanıtlamak için de belediye borçlarının listesini basın yoluyla da yayınlamayı da şeffaflığın göstergesi saydı.

Peki bunu 3 aydır neden yapmadı?

Arsa satışı medyanın gündemine gelip, eski başkanlar da konunun içinde oluncaya , arsa haciz yoluyla satılıncaya, makam odasına ilk haciz gelene kadar neden konuşulmadı?

Sayın başkanın makam odası  haczedilip, koltuksuz masasız kalınca  aklı başına geldi..
Harcamaları soruşturacakmış!'
Günaydın!

Bir de  Devecivari bir çıkışla, video kaydı, fotoğraflarla haczi belgeledi ve yayın yaptı!..

Yanında da bir dönem Genel Sekreterlik yapmış şimdi milletvekilliğine soyunan Parti büyüğü ile!..
Ama literatüre geçti kutluyorum!..

Bir haciz, video ve fotoğraflarla neredeyse canlı yayınlanarak medyada ve sosyal medyada paylaşıldı!..

Makam odasına haciz gelip, koltuksuz, masasız, sandalyesiz kalmaktan medet umani mağduriyet yaratarak günü geçirmeye çalışan bir anlayışın fayda etmediğini Sayın Deveci, o zaman hacizler gelince onunla birlikte mağduriyet hesabı yapan CHP ve İYİ Partililere rağmen gelinen nokta açıklamıyor mu?

Hiç ders almıyor musunuz?
İkinci meclis toplantısını da izledim..
Borç ödeme ile ilgili kaynak yaratma, çözüm üretme adına hiç birşey yok!
Ha hakkını yemeyelim var!

952 milyon borcun yanına bir de 87 milyon TL'lik borçlanma yetkisi!..

Yani borcu 1 milyar 39 milyon TL'ye çıkararak krizden kurtulacaklar!

Aklınızı seveyim!..
Zaten 952 milyon TL'nin aylık en az % 4.5 faizi vardı.
Şimdi 87 milyon TL'nin de taksit ve faiz ödemesi de eklenecek, borç artacak!
Sonra, yarın, gelecek ay, gelecek yıl!

Bir de sizinle ticaret yapanlara paralarını ödemiyorsunuz, icra yoluyla tahsil etmeye kalkınca da hain ilan ediyorsunuz!.

Mal alacak esnaf bulabiliyor musunuz merak ediyorum!..

Kafama takılan bir şey daha var!

Sayın Serhat Türkel'in açıkladığı borç tablosunda!..

Şirket borçları 286 milyon TL
Şirketin Alacağı ise, 147 milyon TL..
Ve yanılıyorsam düzeltirsiniz; bu 147 milyon TL Şirketin Belediyeden alacağı imiş!..
Yani Şirketlerin borcu aslında 139 milyon TL.
Eee bir de belediyenin borçları arasında şirkete olan borçlar da var!..

Muhasebeden anlamam, bildiğim matematik de bunu açıklamama yetmiyor;
İşin uzmanları bir el atar da bana bunu açıklarlarsa sevinirim...

Ben de kamuoyuna ve bu tabloyu çıkaranlara açıklarım, gerçek borç ortaya çıksın diye!..
Kardeşim sen daha borç açıklarken bile çelişkiler içindesin, belediyeyi, borçları, bütçeyi nasıl yöneteceksin?

Bir önceki meclis toplantısında medyadaki iddalara ciddi bulup cevap vermediğini söylemiştin ya!
AK Partili üyeye neler olduğunu açık seçik meclis üyeleri önünde anlatmayıp, makam odasında kahve içerken anlatacaktın ya!.

Şeffaflık bunun neresinde?

Medyada gündem oluyorsa bunu medya uydurmuyor, kamuoyunda konuşulan, sana soruyu soran meclis üyesine soranlar gibi bize de soruyorlar!.

Ama biz şeffaf başkana ulaşamadığımız için, başkan işine gelmeyenle görüşmediği için ve de kendisine destek vermeyenleri duışlama, Cemil Deveci döneminin memurlarını fasif hale getirerek iş vermediği için bunların doğruluğunu teyid ettiremiyoruz!

Bu arada sayın başkan, sizinle konuşamadığımızı biz sütunlarımızdan koşuruz ve konuşmaya devam edeceğiz, şimdi olduğu gibi sorularımızı buradan soracağız!.

Ta ki siz, herkesin başkanı olana, Atakum'un içinde bulunduğu duruma akılcı, ortak akılla çözüm bulana ve bulduğunuz çözümü paylaşana kadar!.

Kamuoyunun konuştuğu, sosyal medyada paylaşılan  davranışlar da var!..

Bir de borç batağındaki, hiç sesi çıkmayan, borç yönetimini önceleyen, icra ve haciz varsa bunu mağduriyet yaratarak kamuoyu ile paylaşmayan belediyeleri de araştırıp haber yapacağım..


Ağlamadıklarına göre demek ki çözüm bulmuşlar..
Örnek alınır, öğrenir yayınlarsam!..

Bir konu daha;

Atakum'un bu hale gelmesine ve belediyenin ekonomik olarak acınacak hale düşme rezaletinin tek sebebi başkanlar değil!..

Başkanlar kadar, onları aday gösteren, çıkar odaklı işbirlikleri ile belediye kadrolarının paylaşılmasına, başkanların yanlışlarına, hatalarına, usülsüzlüklerine, yolsuzluklarına, hatta en yakın adamlarının partiyi basmaları, ilçe başkanını darp etmeye kalkışmalarına  kadar göz yuman il, ilçe yöneticileri, milletvekilleri de sorumlu!..

Kimler mi?

Bir sonraki yazımda!..

Sadece onlar değil, CHP'nin mevcut yönetiminin beceriksizliği, manevraları, CHP Samsun İl Disiplin Kurulu'nun ne yaptığını bilmeyen tavırları, aynı kişi ile ilgili olarak aynı suçtan, 15 gün ara ile  2 ayrı karar alması ve sır gibi, saklanan ihraçlar ve disiplin cezalarını da yazacağım!