KESK MYK'dan 30 Kasım’da Ankara’da bütçe mitingine çağrı

KESK MYK üyesi Erdal Karakuş, Eğitim-Sen MYK üyesi Evrim Gülez, Tarım Orkam-Sen MYK üyesi Nasır Demirkıran, Tüm Bel-Sen MYK üyesi Zeynep Sarıkaya Altın, 30 Kasım Ankara’da yapılacak olan “Bütçe” mitingi çağrısı için basın kuruluşlarını ziyaret etti, Süleymaniye geçidinde basın açıklaması yaptı. 

www.karadenizhayat.com Genel yayın Yönetmeni Coşkun Özbek'i de ziyaret eden KESK MYK üyeleri kamu emekçilerinin ekonomşik koşoullar nedeniyle çok zor durumda olduğunu, ekonomik haklarını alabilmek için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.


Dün akşam Samsun Süleymaniye Geçidi'nde bir basın açıklaması yapan  Eğitim-Sen Genel Merkez MYK üyesi Evrim Gülez, “Bütçe” mitingi çağrısında şu ifadelere yer verdi:
" Sermayeye değil, halka emekçilere bütçe talebimiz için bugün Samsun’dayız. Halkın %70’i yoksulluktan çok derin bir şekilde etkilenirken ne yazık ki halkın vergileriyle oluşturulan bütçe muafiyetler, teşvikler adı altında 5’li çetelere sermaye gruplarına, tarikatlara ve cemaatlere veriliyor. Bizler bugün sağlıksız, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik başta olmak üzere kamu hizmetlerine bütçe talebimiz için, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe talebi için, Samsun’dayız” 

 

KESK MYK üyesi Erdal Karakuş’ta konuşmasında; “Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonumuzun tüm Samsun halkına emekçilere, kadınlara, öğrencilere, işsizlere ve emeklilere dayanışma ve mücadele çağrısını iletip başlamak istiyorum. Tabi ülkemiz bir başka antidemokratik uygulamayla uyandı. Bir basit tebligatla çok rahat gidip ifadesini verebilecekken Esenyurt belediyemizin seçilmiş belediye başkanı Prof.Dr. Ahmet Özer’in sabahın 4’ün de evinden apar topar göz altına alındığını öğrendik. 

Biz Konfederasyon olarak bu tip siyaset dünyasını, siyasetçileri zedeleyen Türkiye’nin demokrasi karnesini yurt dışında çok daha aşağılara çeken bu tip antidemokratik uygulamaların yani seçilmiş halk iradesine yönelik gaspların dün olduğu gibi bugünde karşısındayız ve demokrasinin en üst düzeyinin bu ülkede yaşanması çaba göstermeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Dolayısıyla bu uygulamayı kınadığımızı ve protesto ettiğimizi ifade etmek istiyorum.”  dedi. 


Emekçilerin, emeğin, yoksullaştırılmış halkın gittikçe kararan tablosunun emekten halktan yana bir bütçeyi yakıcı bir ihtiyaç haline getirdiğine dikkat çeken Erdal Karakuş, konuşmasını şöyle tamamladı:
 "Türkiye’de artık yoksulluk ve sömürü sınırının daha üzerinde insanlarımızı açlık korkusuyla buluşturan bu ağır sömürü koşullarına karşı bir yüksek ses çıkarmak gerekiyordu. Elbette bunu gerçekten kamu emekçilerinin yüz akı, Türkiye’de emek alanının ve sendikal alanının önderi durumunda olan konfederasyonumuz KESK yapmalıydı. Bizde bu sebeple bugün iliniz Samsun’dayız. Emekçilerin geliri eriyip borcu artarken, Türkiye uluslararası sermayeye en yüksek faizi veren ülke konumuna getirilmiştir. İktidar göz göre göre ülkenin geleceğini satmaktadır. Ülkemiz amacı istihdam yaratmak ya da yatırım yapmak değil, yüksek faizden beslenmek olan, köpek balıklarının av alanına çevrilmiştir.  

Tüm bunlara rağmen ıstakoz yedikleri masalardan, meclis bahçesindeki kebap partilerinden, mangalda sucuk partilerinden fotoğraf paylaşanlar, hiç utanmadan yoksullaştırdıkları milyonlara halen kemer sıkın demektedir. Oysa emekçilerin, emeğin, yoksullaştırılmış halkın gittikçe kararan tablosu emekten halktan yana bir bütçeyi yakıcı bir ihtiyaç haline getirmiştir. Bizler emekten, halktan yana bir bütçe için öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını halkın emekçilerin bütçe süreçlerine etkin katılımlarının sağlanmasını istiyoruz.

 Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın arttırılmasını, piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesinin kadınların güvenceli istihdamının arttırılmasının, kadınların şiddetten koruyacak kamusal hizmetlerin genişletilmesini istiyoruz. Vergide ve ücretlerde adalet istiyoruz. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz.

Bunun için tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi tüm dolaylı vergilerin düşürülmesini, gelir vergisi birinci diliminin %15’ten %10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların yani bağımsız araştırma kuruluşlarının belirlemiş olduğu 72 bin liranın daha altında maaş alan tüm emekçilerin ücretlerinin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, Vergilerimizden oluşan bütçeden alıp Kamu Özel İş birliği (KÖİ) projelerine, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine aktarılan Hazine garantilerine son verilmesini, Vergilerimizin, ülkenin kaynaklarının güvenlikçi politikalara, silahlanmaya değil; istihdamın, üretimi arttırılması, yoksulluğun ve işsizliğin önlenmesi, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için kullanılmasını istiyoruz. 

Maaşlarımızdaki kayıpların karşılanmasını; en düşük kamu emekçisi maaşının kira, aile, yakacak yardımları ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz.  Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini istiyoruz. Bu kapsamda KESK olarak “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz! “Şiarı ile tüm yurtta işyerlerinde, kent meydanlarında olacağız. 

Tıpkı bugün Samsun’da olduğu gibi. Kamu emekçisinden işçisine, asgari ücretlisinden emeklisine, çiftçisinden kadınlarına, gençlerine kadar halkın ezici çoğunluğunun haklarına yönelik saldırı dalgasına karşı birleşik ve ortak bir mücadeleyi örmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz. 30 Kasım 2024 tarihinde Ankara’da gerçekleştireceğimiz Merkezi Miting ile emeğin kürsüsünü kuracağız. Buradan sizin aracılığınızla “bu düzene itirazım var” diyen tüm emekçilere, vatandaşlara seslenerek sözlerimizi tamamlamak istiyoruz. Hepimiz biliyoruz ki yüzünü sermayeye sırtını emekçilere dönen bu düzen kendiliğinden değişmeyecektir. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeği, alın teri ile geçinenler, ezilenler olarak dünyanın en büyük çok sesli korosu bizleriz. KESK olarak diyoruz ki gelin insanca yaşama yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için, emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim.

 Buradan son kez, Samsun ilimizde tüm Karadeniz yolculuğumuz boyunca aynen burada olduğu gibi tüm halklarımıza yani artık gerçekten geçinemiyoruz, mutfağımızı, gıdamızı, çocuğumuzun geleceğini, eğitimi, sağlığı, barınmayı, gerçek bir kentleşme, çağdaş bir kent için, yerel yönetimlere bütçe ayrılmasını talep ediyoruz diyen, bu sistemden, bu düzenden, bu yoksulluktan canı yanan herkesi, emekli ağabeylerimizi, ablalarımızı, gençlerimizi, öğrencilerimizi, kadınları, çocukları ve emeğiyle geçinen, alın teriyle geçinen, tüm kesimleri KESK şubeler platformumuzun Samsun’da organize edeceği şekilde 30 Kasım mitingine coşkulu mitingimize katılımınızı bekliyoruz. Buradan tüm halkımızı bu çağrımıza duyarlı olmaya talep ediyoruz. Tekrar burada bizi dinleyen katkı katılım sağlayan KESK’li dostlarımıza, şube başkanlarımıza, aramızda bulunan demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcilerimize teşekkür ediyoruz.”