Samsun’da 8 Ekim Dünya Disleksi Günü Kutlandı

Atakum Belediyesi ,Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği ve Türkiye Disleksili Çocuklar Vakfının ev sahipliğinde Ata Sanat Sahne Merkezinde Cumhur Kocaoğlu’nun yazıp yönettiği oyuna Disleksili çocuklar ve aileleri katıldılar. 
Tüm salonu dolduran aileler ve çocuklar okuma ve yazmanın hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu okumanın yalnızca eğitim hayatı için değil, sosyal hayat içerisinde önemli bir ön koşul olduğunu eğlenceli bir oyunla öğrendiler
Etkinliğin açılış Konuşmasında Samsun Albatros Özel Eğitim Kurumları Kurucusu aynı zamanda Vakıf ve Dernek yöneticisi Tarık Öncü yaptığı konuşmada ‘’ 8 Ekim dünya Disleksi günü. Bizler bu anlamlı günde yapılacak en manalı etkinliğin, çocukların gülümseyeceği, aynı zamanda okumanın kitapların hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olacağı fikrini aşılayan bir müzikli çocuk oyunda buluşmak olduğunu düşündük. Unutmayalım ki Disleksi ne bir zekâ engeli nede hastalık. En kısa tarifle Disleksi normal ve normalüstü zekâya sahip çocuklarda yeterli eğitim hizmetlerine ulaşmış olmasına rağmen görülen okuma yazma matematik becerilerindeki güçlükler diyebiliriz. 
Doğru eğitim metotları ve stratejileri ile çocuklarımız kolaylıkla öğrenebilir, yaşadıkları güçlüğün semptomlarını en aza indirebilirler. Kabul etmek gerekir ki disleksi parmak izi gibi, her çocuğun süreci ve müdahalesi bu anlamda farklı olabiliyor. Uluslararası kriterler disleksi tanısı için 1. Ve 2. Sınıf düzeylerini işaret etselde, erken müdahalede çok önemli. Tanıya giden süreçte erken eğitim müdahale ile yanlış tanılarında önüne geçmiş olunuyor. Bu sebeple okul öncesi ve okul dönemi belirtilerini iyi gözlemlemek gerekiyor. Ailelere önerimiz, çocuklarını okul öncesi dönmede de dikkatle gözlemlemeleri okul öncesi kurumlarındaki öğretmenleri ile işbirliği içinde olmaları, eğitsel ve sosyal alanda yaşadıkları güçlükler varsa mutlaka bir uzmanla buluşmaları noktasını önemsiyoruz.
 İlköğretim düzeyinde fark edilen çocuklarda eğitsel anlamda yol almak daha hızlı ve etkili olurken geciken tanılarda süreç daha zor ve meşakkatli olabiliyor. Onlara vereceğiniz en büyük destek bireysel farklılaştırılmış eğitim sürecine vereceğiniz uzman destek. Geciken her müdahale ileride ailelerin önüne, özgüvenini yitirmiş, beklenmeyen davranış bozuklukları olarak çıkıyor. Aileler ve çocukları bir problem durum yerine birkaç tanı ile daha mücadele vermek zorunda kalıyorlar.” Dedi.

 Disleksili çocukların eğitim sürecinde hekim, aile, eğitim kurumu ve öğrenime devam ettiği öğretmenin işbirliğinin önemine de dikkat çeken Öncü, ailelerin ve eğiticilerinde bilinç düzeylerini arttırmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını,  Disleksili çocukların topluma yararlı kendi kendine yetebilen özgüvenli bireyler olarak yetişmeleri için azami çabayı gösterdiklerini belirtti.
Müzikli Çocuk oyunun sergilenmesinin ardından, etkinlik, katkı sağlayan kurumlara plaketlerin verilmesi ve imza günü ile son buldu.
7-13 Ekim Dünya Disleksi Haftası dolayısı ile Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği ve Türkiye Disleksili Çocuklar Vakfı da üyesi olduğu uluslararası çatı sivil toplum kuruluşları ile eşzamanlı olarak, Disleksi alanında farkındalığı artırmayı hedefleyen çalışmalarını devam ettiriyor.