TMMOB: DEPREM DEĞİL, GEÇ MÜDAHALE VE KAMU OTORİTESİNİN EKSİKLİĞİ ÖLDÜRDÜ!
Yazılı bir basın açıklaması yapan Kebapçı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“ 6.02.2023 sabahı 04.17’de Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli 7,7 ve öğle saatlerinde 13.24’de Kahramanmaraş-Elbistan merkezli 7,6’lık 2 büyük depremle sarsılmış, deprem sadece merkez üssü Kahramanmaraş ve ilçeleri değil Adana, Osmaniye, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Hatay, Diyarbakır ve Kilis’te büyük yıkımlara felaketlere neden olmuştur. Şu anki Resmi verilere göre depremde 41.020 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 110 bin kişi yaralı olarak kurtarılmış ve 7 bin 584 bina yıkılmıştır.
Depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını paylaşıyor, yakınları ile Ulusumuza başsağlığı diliyor, yaralı kurtulan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği; depremin ilk saatlerinden itibaren kriz masası oluşturulmuş, öncelikle depremde yıkılan ve enkaz altında kalan yurttaşlarımızın kurtarılması için ,arama kurtarma eğitimi alan tüm üyelerimiz deprem bölgesine intikal ederek, arama kurtarma çalışmalarına katılmıştır. Depremden sağ olarak kurtulan vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yardım faaliyetlerine başlanılmış, bu kapsamda Samsun TMMOB İl Koordinasyon Kurulu olarak meslek odalarımız, üyelerimiz ve gönüllülerin desteği ile Battaniye, Yorgan, Kaban, Kadın Erkek ve Çocuk giyim malzemesi, hijyen malzemeleri, çocuk maması, su gibi yaşamsal ihtiyaç malzemeleri ile birlikte bir adet 30 kva bir adet de 2,5 kva olmak üzere 2 adet jeneratör bölgeye nakledilmiştir.
Bugün itibari ile TMMOB İl Koordinasyon Kurulundan arkadaşlarımız Adıyaman Afet Bölgesinde kurulan çadır kentin elektrik alt yapısı için gerekli olan malzemeler ile birlikte yarım malzemelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak amacıyla yola çıkmışlardır.
İleri süreçte yapılacak kapsamlı inceleme ve araştırma çalışmaları sonrasında detaylı raporlar yazılacak olmakla birlikte bölgeye giden TMMOB Samsun İKK heyetimizin ilk gözlemlerine göre;
· Yıkımın bu denli ağır olmasının diğer bir ifadeyle tüm yerleşim yerlerinde binaların yıkılmasının ya da hasar görmesinin temel nedenlerinin; kamu denetiminin yoksunluğu; imar planlarına ve mimarlık ve mühendislik projelerine aykırı yapılaşma; inşaat uygulamalarındaki hatalar ve liyakatsizlik olduğu görülmüştür.
· Ölü sayısının bu denli artmasına neden olan faktörlerin en önemlilerinin geç müdahale, kamu otoritesinin eksikliği, afete hazır olmama, koordinasyonu sağlayacak afet yönetim planının olmayışının getirdiği plansızlık ve koordinasyon eksikliği, acil müdahale sağlık merkezlerinin oluşturulamaması, zorlu kış şartlarında barınma ihtiyacının giderilememesi olduğunu söylemek mümkündür.
· Her ne kadar kamu ve yerel yönetim çalışanları, madenciler, kolluk kuvvetleri, arama- kurtarma konusunda uzman STK gönüllüleri ve müdahale etmeye çalışan vatandaşlarımızın iyi niyetli çabaları ve insanları yaşatmaya dönük olağanüstü gayretleri ortada olsa da, özellikle ilk 72 saatte etkin ve koordineli müdahale konusunda kamu otoritesinin eksikliği, arama –kurtarma ekiplerin sayıca yetersizliğinin yanı sıra gerekli donanıma sahip yetişmiş eleman ve teknolojik donanım eksikliği, ekip olan yerlerde ise iş makinesi, vinç ve jeneratör vb ekipman yetersizliği gibi kritik faktörler ne yazık ki enkaz altında kalan insanlarımıza çok geç ulaşılmasına ve ölümlerin inanılmaz boyutlarda artmasına neden olmuştur.
· Gerekli donanımda geçici barınma merkezlerinin yapılamamış olması barınma krizine yol açtığı gibi salgın riskini de beraberinde getirmektedir.
· Deprem öncesinde sahra hastaneleri kurulacak alanların ve geçici barınma alanlarının belirlenmemesi, yardım malzemelerinin depolanması ve dağıtımı konusunda bile acil bir eylem planının olmaması depremi yaşayan vatandaşlarımızı bir de soğuk kış koşullarına ve açlığa mahkûm etmiştir.
· Genel olarak tüm bölgede yardımların koordine edilmemesi sebebiyle gıda ve su yığınlarının oluştuğu, kontrolünün yapılmadığı, adil ulaşımın sağlanmadığı ve bu sebeplerle gıda güvenliği ve halk sağlığı problemlerinin kısa sürede ortaya çıkacağı gözlemlenmiştir.
Diğer önemli bir husus da mobil iletişim hatlarında yaşanan sorundur. Günümüz teknolojisinin sunduğu olanak sayesinde birçok enkaz altında kalan depremzede ile iletişim kurmak mümkün olamamış ve arama kurtarma faaliyetlerini olumsuz etkilemiştir