deneme bonusu veren siteler deneme bonusu bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu

Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri siyahbet giriş siyahbet giriş

Memur-Sen 1 Mayıs'ı Samsun'da kutladı

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 01.05.2024 - 16:53, Güncelleme: 01.05.2024 - 16:53
 

Memur-Sen 1 Mayıs'ı Samsun'da kutladı

Memur-Sen teşkilatı ve bağlı sendikaların üyeleri 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Samsun’da buluştu.
“Emek, Vicdan, Adalet” temasıyla gerçekleştirilen mitingde, Samsun Kurtuluş Yolu’nu dolduran binlerce emekçi hep bir ağızdan talep ve beklentilerini haykırdı. Mitinge Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Filistin Genel İşçi Sendikaları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kudüs Başkanı Fevzi Ahmet Şaban, Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri, konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetimlerinin yanı sıra Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun’da faaliyet yürüten STK’ların temsilci ve gönüllüleri ile binlerce teşkilat mensubu katıldı. Memur Sen ve  Eğitim Bir Sen Samsun il başkanı  Hamdi Yıldız konuşmasında, " Üyelerimizin hakkını hukukunu savunurken öksüzün, yetimin mazlumun da hakkını hukukunu korumayı kollamayı  kulağımıza sufle eder kurucu değerlerimiz. Bu bağlamda bugün burada, 7 ekimden beri işgalci israil tarafından soykırıma uğrayan Gazzemizin sesini güçlü bir şekilde duyurmak istiyoruz. Gazze'de, evlatlarını, eşini ve 103 akrabasını kaybeden  Ahmed el Guferi'nin acısını yüreğimizde ne kadar hissediyorsak Doğu Türkistan'da Çin zulmünden dolayı ailesi tutuklanan  ve tek başına yaşam mücadelesi verirken  nehre düşüp donarak şehit olan 5 yaşındaki Nesrullah Rozi Ahmad bebeğin babası Yüsüp Tohtin'in acısını da aynı şekilde hissediyoruz. Gazzede ve Doğu Türkistanda ve mazlum coğrafyada ezilenlerin yanlarında olduğumuzu bir kez daha Samsun meydanından haykırıyoruz,dedi.  Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da 1 Mayıs'ın çalışanların büyük kurultayı olduğuna işaret ederek,  "Bugün emeğin, emekçinin sesinin en gür çıktığı gündür. Emeğin, emekçinin ideolojik çatışma aparatına dönüştürüldüğü, emek gündeminin değil, şiddetin konuşulduğu 1 Mayıslar, Memur-Sen ile geride kaldı. 11 hizmet kolumuzla, hizmeti merkeze alan sendikal anlayışımızla yeni bir yol açtık. 1 Mayıs'ı bir kurultay kabul ederek şiddetin, kanın, çatışmanın değil, emeğin, emekçinin konuşulduğu bir güne dönüştürdük. Biz diyoruz ki 1 Mayıslar emeğin güç birliği yaptığı, küresel sömürü düzenine karşı sözün yükseldiği dayanışma zeminleri olmalı." diye konuştu. Yalçın, dünyada adaletsizliğin zirve yaptığını, emeğin ve alın terinin horlandığını, ekonomik istikrarsızlığın her geçen gün derinleştiğini ve zor zamanlardan geçildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Dünya bir yangın yerine dönüştü. İnsanlığın vicdanı korkunç yaralarla kavruluyor. Savaşlar, çatışmalar bütün dünyayı sarıyor. Geçen yüzyılda zaten adaletsizlik üzerine şekillenen kurumlar, sorunları kangrene dönüştürdü. Emperyalistler, küresel kaos stratejisini derinleştiriyor. Açık söylüyorum, bu gidiş, gidiş değil. Cennet vaadiyle kurdukları cinnet düzeni insanlığı yok ediyor. Kirli stratejileri insanlığa kan ve acı veriyor. Çıkardıkları krizleri aşmak için insanlığı ateşe atmaktan çekinmiyorlar. Biz onun için direneceğiz ve insanlığın umudunu artıracağız. Bugün siyonist işgali altındaki Filistin devletinin topraklarında korkunç bir soykırım yaşanıyor. Gazze kan gölünde boğuluyor. Siyonist İsrail, Gazze'de 35 bin masum kardeşimizi şehit etti. Bunların 24 bininden fazlası kadın ve çocuk. Kundaktaki bebekleri, yürümekten aciz yaşlıları, hastanede yatan hastaları, sokakta oynayan çocukları, yardım kuyruğunda bir avuç un için bekleyen aç insanları katletti. İsrail bir terör ve şiddet örgütüdür. Gazze, tarihin en vahşi soykırımını yaşıyor. Sözde hukuktan, medeniyetten bahseden Batılı emperyalistler soykırıma silah yetiştirme derdinde." Enflasyonun alım gücünü düşürdüğüne dikkati çeken Yalçın, "Milli gelirden aldığımız pay azalıyor. Vergi yükümüz artıyor. TÜİK verilerine göre ücretliler 2015'te milli gelirden yüzde 43 pay alırken, bugün yüzde 30'lar seviyesinde. O yüzden biz, mevcut ekonomik koşullara dönük ek tedbirler alınsın, dolaylı vergiler azaltılsın, matrahlar artırılsın, gelir vergisi ücretlilerde yüzde 15'e sabitlensin, vergi yükü sabit gelirlinin sırtından alınsın istiyoruz. Onun için enflasyon farkı için eşelmobil diyoruz, kira yardımı diyoruz, bayram ikramiyesi diyoruz. Biz, fiyat spekülasyonu yaparak haksız kazanç elde edenleri iyi biliyoruz. Ekonomik istikrarsızlıktan faydalanarak kazanç elde edenleri de biliyoruz. Soruyorum buradan, enflasyon artışından sermayesinin hiç sorumluluğu yok mu? Şirket enflasyonu konusu neden gündeme taşınmıyor? Biz sabit gelirliler, kamu görevlileri olarak vergide adalet istiyoruz. Dolaylı vergiler düşürülsün, gelirde adalet sağlansın istiyoruz. Ücret skalasındaki çarpıklık giderilsin, memurun alım gücü yükseltilsin istiyoruz." ifadelerini kullandı. Yalçın, kamu görevlileri sendikacılığının anayasası niteliğindeki 4688 sayılı Kanun'da köklü değişiklik yapılmasını istediklerini anlatarak, şunları kaydetti: "Dayanışma aidatı gelsin, emeğin hakkı verilsin, toplu sözleşme sisteminin süresi artırılsın, tutanak sistemine geçilsin, grev hakkı verilsin, adil bir hakem kurulu tesis edilsin, örgütlenme özgürlüğü önündeki yasaklar kaldırılsın, sosyal diyalog mekanizmalarının etkisi ve yetkisi artırılsın, yasa sorunlardan, masa sorunlulardan arındırılsın, birinci dereceye 3600 verilsin, ayrım sona ersin. Toplu sözleşme ikramiyesi geri gelsin, düzenleme gecikmesin, emekli aylığı ve görev aylığı arasındaki uçurum kapatılsın, emekliler nefes alsın, özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılsın, sendikal örgütlenmede yasaklar son bulsun, hakem kurulu eşit olsun, kararları adil olsun, personel sisteminde eksiklikler bitirilsin, mülakat kaldırılsın, kariyer-liyakat öncelensin, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları yapılsın, emekler boşa harcanmasın. Bayram ikramiyesi gelsin, memur bayram etsin, afet bölgesindeki memurlar unutulmasın, emekler karşılıksız kalmasın, kira yardımı verilsin, geçim derdi bitirilsin, üniversite personelinin tayin hakkı olsun, sorunlar tarih olsun, disiplin affı gelsin, mağduriyetler sona ersin. En önemlisi toplu sözleşmenin özerkliğine, masanın iradesine halel getiren uygulamalardan kaçınılsın, toplu sözleşme masasında kazanılanlar kurumlarca engellenmesin. Anayasa'ya, uluslararası sözleşmelere, kanuna aykırı hareket edilmesin, toplu sözleşme masası tek çözüm mercisi olsun istiyoruz."   Filistin İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Filistin İşçi Sendikaları Konfederasyonu Kudüs Şubesi Başkanı Ahmad Shaban Fawzi de bugünün emekçinin bayramı olduğunu belirterek, "Fakat biz soykırıma maruz kalan bir halkız. Dolayısıyla 1 Mayıslar bizim için direndiğimiz günlerden bir gün sadece." diye konuştu. Uluslararası Emek ve Dayanışma Günü'nde kutlama yapmalarının uygun olmadığını ama Türkiye'den Filistin halkına desteği görmenin halklarını ne kadar güçlü tutuğunu söylemek istediğini dile getiren Fawzi, "Onun için yiğit işçilerimizin, sendika kadrolarımız da dahil olmak üzere Filistin halkımızın çektiği acıları aktarmak için buradayım. İşçilerimiz, işgal altında insana yakışır işin temellerinden yoksunlar. Kendileri, aileleri ve çocukları için saygılı bir yaşam kurma şanları ve imkanları yok. Tüm bunların başlıca nedeni İsrail işgalidir, İsrail'in ürettiği korkunç katliam stratejisidir." dedi. Fawzi, Filistin'in kan ağladığını, Gazze'nin vahşice yok edildiğini vurgulayarak, "Bildiğiniz üzere yıllardan bu yana tedrici bir işgal var Filistin'de. 'Hayatımızın, işimizin ve ekonomimizin alanlarına hükmetme' diyor. Medyadan da görebileceğiniz gibi Batı Şeria ve Gazze'de 800 bin işçi işini, gelirini kaybetti. Yoksulluk ve sefillikten muzdarip hale geldi. Katil İsrail emekçileri de şehit ediyor." diye konuştu. Konuşmanın ardından 1 Mayıs bildirisi okundu.  
Memur-Sen teşkilatı ve bağlı sendikaların üyeleri 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Samsun’da buluştu.

“Emek, Vicdan, Adalet” temasıyla gerçekleştirilen mitingde, Samsun Kurtuluş Yolu’nu dolduran binlerce emekçi hep bir ağızdan talep ve beklentilerini haykırdı.

Mitinge Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Filistin Genel İşçi Sendikaları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Kudüs Başkanı Fevzi Ahmet Şaban, Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri, konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetimlerinin yanı sıra Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun’da faaliyet yürüten STK’ların temsilci ve gönüllüleri ile binlerce teşkilat mensubu katıldı.

Memur Sen ve  Eğitim Bir Sen Samsun il başkanı  Hamdi Yıldız konuşmasında, " Üyelerimizin hakkını hukukunu savunurken öksüzün, yetimin mazlumun da hakkını hukukunu korumayı kollamayı  kulağımıza sufle eder kurucu değerlerimiz. Bu bağlamda bugün burada, 7 ekimden beri işgalci israil tarafından soykırıma uğrayan Gazzemizin sesini güçlü bir şekilde duyurmak istiyoruz.
Gazze'de, evlatlarını, eşini ve 103 akrabasını kaybeden  Ahmed el Guferi'nin acısını yüreğimizde ne kadar hissediyorsak Doğu Türkistan'da Çin zulmünden dolayı ailesi tutuklanan  ve tek başına yaşam mücadelesi verirken  nehre düşüp donarak şehit olan 5 yaşındaki Nesrullah Rozi Ahmad bebeğin babası Yüsüp Tohtin'in acısını da aynı şekilde hissediyoruz.
Gazzede ve Doğu Türkistanda ve mazlum coğrafyada ezilenlerin yanlarında olduğumuzu bir kez daha Samsun meydanından haykırıyoruz,dedi.

 Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da 1 Mayıs'ın çalışanların büyük kurultayı olduğuna işaret ederek,  "Bugün emeğin, emekçinin sesinin en gür çıktığı gündür. Emeğin, emekçinin ideolojik çatışma aparatına dönüştürüldüğü, emek gündeminin değil, şiddetin konuşulduğu 1 Mayıslar, Memur-Sen ile geride kaldı. 11 hizmet kolumuzla, hizmeti merkeze alan sendikal anlayışımızla yeni bir yol açtık. 1 Mayıs'ı bir kurultay kabul ederek şiddetin, kanın, çatışmanın değil, emeğin, emekçinin konuşulduğu bir güne dönüştürdük. Biz diyoruz ki 1 Mayıslar emeğin güç birliği yaptığı, küresel sömürü düzenine karşı sözün yükseldiği dayanışma zeminleri olmalı." diye konuştu.


Yalçın, dünyada adaletsizliğin zirve yaptığını, emeğin ve alın terinin horlandığını, ekonomik istikrarsızlığın her geçen gün derinleştiğini ve zor zamanlardan geçildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:


"Dünya bir yangın yerine dönüştü. İnsanlığın vicdanı korkunç yaralarla kavruluyor. Savaşlar, çatışmalar bütün dünyayı sarıyor. Geçen yüzyılda zaten adaletsizlik üzerine şekillenen kurumlar, sorunları kangrene dönüştürdü. Emperyalistler, küresel kaos stratejisini derinleştiriyor. Açık söylüyorum, bu gidiş, gidiş değil. Cennet vaadiyle kurdukları cinnet düzeni insanlığı yok ediyor. Kirli stratejileri insanlığa kan ve acı veriyor. Çıkardıkları krizleri aşmak için insanlığı ateşe atmaktan çekinmiyorlar. Biz onun için direneceğiz ve insanlığın umudunu artıracağız. Bugün siyonist işgali altındaki Filistin devletinin topraklarında korkunç bir soykırım yaşanıyor. Gazze kan gölünde boğuluyor. Siyonist İsrail, Gazze'de 35 bin masum kardeşimizi şehit etti. Bunların 24 bininden fazlası kadın ve çocuk. Kundaktaki bebekleri, yürümekten aciz yaşlıları, hastanede yatan hastaları, sokakta oynayan çocukları, yardım kuyruğunda bir avuç un için bekleyen aç insanları katletti. İsrail bir terör ve şiddet örgütüdür. Gazze, tarihin en vahşi soykırımını yaşıyor. Sözde hukuktan, medeniyetten bahseden Batılı emperyalistler soykırıma silah yetiştirme derdinde."

Enflasyonun alım gücünü düşürdüğüne dikkati çeken Yalçın, "Milli gelirden aldığımız pay azalıyor. Vergi yükümüz artıyor. TÜİK verilerine göre ücretliler 2015'te milli gelirden yüzde 43 pay alırken, bugün yüzde 30'lar seviyesinde. O yüzden biz, mevcut ekonomik koşullara dönük ek tedbirler alınsın, dolaylı vergiler azaltılsın, matrahlar artırılsın, gelir vergisi ücretlilerde yüzde 15'e sabitlensin, vergi yükü sabit gelirlinin sırtından alınsın istiyoruz. Onun için enflasyon farkı için eşelmobil diyoruz, kira yardımı diyoruz, bayram ikramiyesi diyoruz. Biz, fiyat spekülasyonu yaparak haksız kazanç elde edenleri iyi biliyoruz. Ekonomik istikrarsızlıktan faydalanarak kazanç elde edenleri de biliyoruz. Soruyorum buradan, enflasyon artışından sermayesinin hiç sorumluluğu yok mu? Şirket enflasyonu konusu neden gündeme taşınmıyor? Biz sabit gelirliler, kamu görevlileri olarak vergide adalet istiyoruz. Dolaylı vergiler düşürülsün, gelirde adalet sağlansın istiyoruz. Ücret skalasındaki çarpıklık giderilsin, memurun alım gücü yükseltilsin istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Yalçın, kamu görevlileri sendikacılığının anayasası niteliğindeki 4688 sayılı Kanun'da köklü değişiklik yapılmasını istediklerini anlatarak, şunları kaydetti:

"Dayanışma aidatı gelsin, emeğin hakkı verilsin, toplu sözleşme sisteminin süresi artırılsın, tutanak sistemine geçilsin, grev hakkı verilsin, adil bir hakem kurulu tesis edilsin, örgütlenme özgürlüğü önündeki yasaklar kaldırılsın, sosyal diyalog mekanizmalarının etkisi ve yetkisi artırılsın, yasa sorunlardan, masa sorunlulardan arındırılsın, birinci dereceye 3600 verilsin, ayrım sona ersin. Toplu sözleşme ikramiyesi geri gelsin, düzenleme gecikmesin, emekli aylığı ve görev aylığı arasındaki uçurum kapatılsın, emekliler nefes alsın, özgürlüklerin önündeki engeller kaldırılsın, sendikal örgütlenmede yasaklar son bulsun, hakem kurulu eşit olsun, kararları adil olsun, personel sisteminde eksiklikler bitirilsin, mülakat kaldırılsın, kariyer-liyakat öncelensin, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları yapılsın, emekler boşa harcanmasın. Bayram ikramiyesi gelsin, memur bayram etsin, afet bölgesindeki memurlar unutulmasın, emekler karşılıksız kalmasın, kira yardımı verilsin, geçim derdi bitirilsin, üniversite personelinin tayin hakkı olsun, sorunlar tarih olsun, disiplin affı gelsin, mağduriyetler sona ersin. En önemlisi toplu sözleşmenin özerkliğine, masanın iradesine halel getiren uygulamalardan kaçınılsın, toplu sözleşme masasında kazanılanlar kurumlarca engellenmesin. Anayasa'ya, uluslararası sözleşmelere, kanuna aykırı hareket edilmesin, toplu sözleşme masası tek çözüm mercisi olsun istiyoruz."

 

Filistin İşçi Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Filistin İşçi Sendikaları Konfederasyonu Kudüs Şubesi Başkanı Ahmad Shaban Fawzi de bugünün emekçinin bayramı olduğunu belirterek, "Fakat biz soykırıma maruz kalan bir halkız. Dolayısıyla 1 Mayıslar bizim için direndiğimiz günlerden bir gün sadece." diye konuştu.


Uluslararası Emek ve Dayanışma Günü'nde kutlama yapmalarının uygun olmadığını ama Türkiye'den Filistin halkına desteği görmenin halklarını ne kadar güçlü tutuğunu söylemek istediğini dile getiren Fawzi, "Onun için yiğit işçilerimizin, sendika kadrolarımız da dahil olmak üzere Filistin halkımızın çektiği acıları aktarmak için buradayım. İşçilerimiz, işgal altında insana yakışır işin temellerinden yoksunlar. Kendileri, aileleri ve çocukları için saygılı bir yaşam kurma şanları ve imkanları yok. Tüm bunların başlıca nedeni İsrail işgalidir, İsrail'in ürettiği korkunç katliam stratejisidir." dedi.

Fawzi, Filistin'in kan ağladığını, Gazze'nin vahşice yok edildiğini vurgulayarak, "Bildiğiniz üzere yıllardan bu yana tedrici bir işgal var Filistin'de. 'Hayatımızın, işimizin ve ekonomimizin alanlarına hükmetme' diyor. Medyadan da görebileceğiniz gibi Batı Şeria ve Gazze'de 800 bin işçi işini, gelirini kaybetti. Yoksulluk ve sefillikten muzdarip hale geldi. Katil İsrail emekçileri de şehit ediyor." diye konuştu.

Konuşmanın ardından 1 Mayıs bildirisi okundu.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karadenizhayat.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.