Türk Eczacıları Birliği'nden 13 maddelik Deklarasyon
Türk Eczacıları Birliği'nden 13 maddelik Deklarasyon
30 Mayıs – 1 Haziran tarihleri arasında Diyarbakır’da gerçekleştirilen Türk Eczacıları Birliği 44. Dönem 1. Bölgelerarası Toplantısı deklarasyonu kamuoyu ile paylaşıldı.
Üç gün süren Bölgelerarası Toplantıya; Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu Üyeleri, Yüksek Haysiyet Divanı Üyeleri, TEB Eczacılık Akademisi Başkanı, Bölge Eczacı Odaları Başkan ve Yöneticileri, Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği ve Birim Kooperatifleri Başkanları ve Yöneticileri ile eczacılar katıldı.
Toplantının açılışını 11. Bölge Diyarbakır Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet Turgay Yaşar yaptı. Toplantı Türk Eczacıları Birliği Başkanı Arman Üney’in açılış konuşması ile devam etti.
Refah’ta yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Üney, “Dünyanın gözü önünde, bizim yanı başımızda gerçekleşen bu vahşet, artık bir ulusu sistematik bir şekilde yok etme, adeta bir soykırım boyutuna gelmiştir. Bu vahşetin son bulması için topyekûn tüm dünya ayağa kalkmalıdır.
Bizler de bugün dünyanın karşı karşıya olduğu kritik sağlık sorunlarının farkında olmak, bu sorunları en temel düzeyde kendi ülke insanımız için çözmeye yönelik çalışmak zorundayız. Etkili ve sürdürülebilir sağlık politikaları ile uygulamalarının hep birlikte savunucusu ve uygulayıcısı olmak durumundayız.İlaç pazarımız, 2028 yılında, 2023 yılı pazarına göre 3,5 kattan daha fazla büyümüş olacak. Yaşanan bu büyümeden eczacının her geçen dönem daha fazla pay alması gerekiyor. Bizler de artan oranda eczacının pay alması için her kanaldan girişimlerimizi artırmaya devam edeceğiz. Eczacıları karşısına alan politikaların ve ticari girişimlerin sahiplerini bir kez daha uyarıyoruz. Eczacının refleksini, örgütlü gücünü kimse test etmeye kalkmasın. Eğer birileri bizlerin ekmeği ile oynamaya göz dikmişse, biz de tüm varlığımızla, tüm örgütlü gücümüzle gereken karşılılığı en net şekilde veririz. Bu da böyle bilinsin”. Dedi.
İlaç ve eczacılık alanındaki diğer gelişmelere de dikkat çeken Üney, şunları söyledi; “Bir yanda gündemdeki konularımız için var gücümüzle çalışmaya devam ederken bir taraftan da mesleğimizin geleceğini şekillendirmek için çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Dayanışma ruhuna her zaman sahip çıkan, onu her daim harekete geçirmesini bilen biz eczacılar; mesleğimizin ve meslektaşlarımızın geleceği için hep daha iyisini aramaya devam edeceğiz.
Deprem bölgesindeki meslektaşlarımız, çok zor koşullar altında fedakârca görev yapmaya devam ediyorlar. Meslektaşlarımız her türlü olumsuz koşula rağmen memleketlerine sahip çıkıyorlar. Onlar her türlü güçlüğe rağmen yaşadıkları şehri terk etmiyor, hastalarına hizmet sunmaya devam ediyorlarsa bizim de onlara sahip çıkmamız gerekiyor. Dolayısıyla deprem bölgesinde görev yapan meslektaşlarımız için başta SGK Protokolü olmak üzere özel iyileştirmeleri talep etmeye devam ediyoruz. Yeni Protokol sürecinde de bunun takipçisi olacağız.”
Toplantı sonrasında sonuç deklarasyonu dün yayımlandı.
44. DÖNEM 1. BÖLGELERARASI TOPLANTISI SONUÇ DEKLARASYONU
Türk Eczacıları Birliği ve 56 Bölge Eczacı Odasının Başkan ve yöneticileri 44. Dönem I. Bölgelerarası Toplantısı için 30 Mayıs – 1 Haziran 2024 tarihlerinde Diyarbakır’da bir araya gelerek, eczacılık mesleğinin gündemindeki konuları ele almış ve ulaşılan ortak iradenin kamuoyuyla paylaşılmasına karar vermiştir:
1- Uluslararası hukuku hiçe sayarak sivilleri hedef alan İsrail hükümetini lanetliyoruz.
Uluslararası Adalet Divanının operasyonların durdurulması kararına rağmen, bütün dünyanın gözü önünde insanlık suçu işleyen İsrail hükümeti bir an önce durdurulmalıdır. Uluslararası toplumu acilen bu soykırımı durdurmaya davet ediyoruz.
2- Eczanelerimizde yaşanan şiddet olaylarının engellenmesi için kapsamlı tedbirler acilen alınmalıdır.
Eczanelerde yaşanan şiddet olaylarının engellenmesi ve tekrarlarının yaşanmaması adına kapsamlı tedbirlerin ve caydırıcı yaptırımların uygulanması zaruri hale gelmiştir. Birinci basamak sağlık danışmanı olarak sağlık hizmeti sunan meslektaşlarımızın güvenli ortamlarda hastalarına hizmet sunmaları için sorumluluğu bulunan bütün yetkilileri acilen göreve çağırıyoruz.
3- Meslektaşlarımızı ve hastalarımızı mağdur eden Kamu Kurum İskontosu sorunu bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
Kamu Kurum İskontosu uygulanmayan, eksik uygulanan ve bazı firmalar tarafından temin şekli angarya olarak dayatılan ilaçların sayısı her geçen gün artmaktadır. Eczacılar bu ilaçları, maliyetinin altında hastasına sunmaya zorlanmakta ve hastaların ilaçlara erişimi gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasında çözümlenmesi gereken bu konunun muhatabı eczacılar değildir. Sorunun, ivedilikle çözülememesi halinde hayati öneme haiz bazı ilaçlar eczacılar tarafından temin edilemeyecek ve hasta mağduriyetlerinin oluşması kaçınılmaz hale gelecektir. Konunun çözümü için yetkilileri ivedilikle göreve davet ediyoruz.
4- Mesleki sürdürülebilirliğin sağlanması ve istihdam sorunu yaşanmaması için yeni bir eczacılık fakültesi daha açılmamalıdır.
Kontrolsüzce açılan eczacılık fakülteleri eczacılık alanındaki en önemli sorunlarımızdan biridir. Bu durum hem mesleğimizin geleceği hem de yeni mezun olan genç meslektaşlarımız için çok ciddi bir sorun yaratmaktadır. Bugün itibariyle ülkemizde 62 eczacılık fakültesi bulunmaktadır. Bu fakültelerin sadece 14’ü akredite eczacılık eğitimi verebilecek kapasitededir. Nitelikli eczacılık eğitimi ve mesleki sürdürülebilirlik için yeni bir eczacılık fakültesine daha ihtiyacımız yoktur. İlaç eczacılık alanında sağlık iş gücü ihtiyaçları göz önünde bulundurularak fakülte kontenjanları bu ihtiyaçlara göre dönemsel olarak yeniden belirlenmeli, üniversite giriş başarı sıralaması 50 bin olarak düzenlenmelidir.
5- Kamu kurumlarında görev yapan ve bu kurumlardan emekli meslektaşlarımızın özlük hakları için iyileştirmeler yapılmalıdır.
Sağlık hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olan ve stratejik personel olarak görev yapan kamudaki meslektaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları ayrımcılığa artık bir son verilmelidir. Kamu eczacılarının özlük haklarının iyileştirilmesi, sadece maddi koşulların düzenlenmesiyle sınırlı kalmamalıdır.
6- Kamuda ve meslektaşlarımızın diğer çalışma alanlarında eczacı istihdamı artırılmalıdır.
Kamu ve özel sektör işbirliği ile eczacıların farklı alanlarda istihdamı sağlanmalıdır. Eczacı istihdamının artırılması, sağlık hizmetlerinin kalitesini ve etkinliğini doğrudan etkileyecektir.
7- Meslektaşlarımızın toplum sağlığına ve sağlık sistemimize daha fazla katkı sunmalarına imkân verecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Eczacıların sahip oldukları bilimsel arka plan, toplumdaki yaygınlıkları ve kolay erişilebilirlikleri meslektaşlarımızı sağlık sistemimizin ayrılmaz bir parçası haline getirmektedir. Ülkemizde birinci basamak sağlık merkezleri olan eczanelerimizden sunulan hizmetlerin, diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi koruyucu eczacılık hizmetleri (önleme ve tarama) ve hasta takip hizmetleri (izleme ve müdahale) ile hastalarımız ve ülke kaynaklarımız için çok daha etkin bir konuma taşınmasını, buna uygun mevzuat düzenlemelerinin yapılmasını talep ediyoruz.
8- İlaç yokluklarının engellenmesi ve ilaç-eczacılık alanındaki tüm paydaşlar açısından ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması adına İlaç Fiyat Kararnamesi güncel veriler ışığında yeniden yapılandırılmalıdır.
İlaç Fiyat Kararnamesindeki baremlerin, ilaç fiyat artışları ile aynı oranda güncellenmesini ve bu güncellenmelerin Birliğimizin görüşü alınarak belli bir standarda bağlanmasını talep ediyoruz.
9- Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki hastalarımızın ilaç temin süreçlerini belirleyen SGK İlaç Temin Protokolü, sunduğumuz hizmetlerin sürdürülebilirliğine imkân sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmeli ve zamanında imzalanmalıdır.
İlaç temin süreçlerinin daha verimli ve sürdürülebilir hale gelmesi sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracaktır.
10- Diyabet hastalarının kullandıkları şeker ölçüm çubuklarının ve iğne uçlarının fiyatları ile kişiye özgü ilaç olarak eczacı tarafından üretimi gerçekleştirilen majistral ilaç tarifelerinin hastaların bu ürünlere erişimini engellemeyecek, hasta ve eczacı mağduriyeti oluşturmayacak şekilde güncellenmesi gerekmektedir.
11- Deprem bölgesinde görev yapan meslektaşlarımızın yaşadıkları sıkıntılar bir an önce sona erdirilmelidir.
Deprem bölgesindeki meslektaşlarımız her türlü olumsuz koşula rağmen fedakârca hastalarına hizmet sunmaya devam etmektedir.
Deprem bölgesinde faaliyet gösteren meslektaşlarımız için SGK Protokolü başta olmak üzere vergi ve prim borçları dâhil özel iyileştirmeler talep ediyoruz.
12- Eczacı kooperatiflerimizin varlığı mesleğimizin geleceği için elzemdir.
Eczacı kooperatiflerimizin ekonomik sürdürülebilirliği açısından İlaç Fiyat Kararnamesinde gerekli düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmelidir. Birliğimiz ve Bölge Eczacı Odalarımız, eczacı kooperatiflerimizin yaygınlaşması ve güçlenmesi adına eczacı kooperatiflerimizle ortak mücadeleye devam edecektir.
13- “Takviye edici gıda” ve “tıbbi cihaz” tanımlaması ile ilaç ve sağlık ürünlerinin eczane dışında satılmasına imkân sağlayacak, toplum sağlığını ve ürün güvenliğini riske atacak her türlü uygulamanın karşısında durduk ve durmaya devam edeceğiz.
Sağlığa ilişkin bu ürünlerin internet ve eczane dışındaki farklı mecralarda satışı hayati risk oluşturmakta, ölüme davetiye çıkarmaktadır. İlgili mevzuat düzenlemeleri halk sağlığını korumak adına çok hızlı şekilde hayata geçirilmelidir.
Türk Eczacıları Birliği’nin ve tüm Bölge Eczacı Odalarımızın ortak iradesi olarak sunduğumuz bu deklarasyon ile eczacılık mesleğini ve toplum sağlığını koruma kararlılığımızı bir kez daha ilan ediyor, sağlıklı bir geleceğe dair umudumuzu ve sorumluluğumuzu kamuoyu ile saygılarımızla paylaşıyoruz.
Diyarbakır HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.